Intikam

17:14 / Posted by Gay Vixen / comments (9)


Bilinen bir şey varsa o da kalbi kırık kadınların (ve gaylerin) oldukça tehlikeli olduğudur.
Yazamadım. Benim için zor bir süreçti. Bol bol ağladım. Saatlerce.
Bana yalan söyleyen çok sevgili erkek arkadaşıma karşı oldukça affedici, fedakar, herşeyi unutabilen bi salak gibi gözüktüm ama sadece gözüktüm. Bir planım var. Yılbaşı gecesi için. Evet bana yol göründü, Mersin'e gidiyorum. Sana bir sürprizim var sevgilim.

Labels: , , , , , , ,

Yalan

13:59 / Posted by Gay Vixen / comments (4)


Şu anda görüşemediğim arkadaşlarım ne halde diye düşünüyordum geçenlerde ve kapattığım facebookumu yeniden açtım yarım saatliğine. Sevgilimin profiline girdim aslında girmek de istemedim başlarda oradaki fotoğrafların hepsi vardı bende zaten. Sonra duvar yazılarına gözüm takıldı. Yazılarda onu gördüm. Evet onu. Şaşırtıcı ama birbirmize benziyoruz gerçekten onunla. Sonra onun yazdığı yazılara baktım. "Yakışıklı çocuk, birlikte mersinde kopmaya geri sayım 8 gün". Sevgilim mersinli, sonradan anladım ki kız da. Bana yılbaşında arkadaşlarıyla dışarı bile çıkmayacağını söyledi! Ama meğer beyefendi Mersin'e gidip (bana haber vermeden) bir de orada kendine program yapmış. BANA YALAN SÖYLEMİŞ. Aradım. Doğru zamanı bekliyormuş benim kızmamam için. Doğru zaman asla gelmeyecekti dedim çünkü bunu ne zaman söylese kızardım. Hiçbir şeyin anlamı kaldı: özürlerin, güzel sözlerin, kurabiyelerin. 15 gün önceki halime geri döndüm. Işık hızında kendime bir program yapma çabasına giriştim. Yaptım da. Hatta iki program biri dokuzdan onbire kadar diğeri 12den gidebildiği yere kadar.

Bana yılbaşından bir iki dakika sonra seni seviyorum diye mesaj atar. Telefonumu kapatmaya karar verdim. O kıza seni seviyorum desin. Belki kızı ailesiyle bile tanıştırır.

Bana merhaba demeyen arkadaşımdan bahsetmiştim. Biz onunla aynı derneğe üyeyiz dün de seminer gibi bir şey vardı. Ben geç kaldım. Yer bakınıyordum. Adımı söyleyerek "gel gel bura boş" dedi. Sonra başka bir arkadaşım yer tuttuğu için ve o arkadaşım daha yakın olduğu için bana merhaba demeyen arkadaşımın yanına gitmedim ama o da zaten tam arka sıramızdaydı. Yine adımı söyleyerek "ee naber" dedi. Arkamı döndüm, sonra merhaba demeyen arkadaşımın yanındaki çocuk sana demiyor benim de adım aynı dedi. Bu olayın üzerine çok güzel oldu resmen. Ondan sonra insanlar hiç gülmediğimi söylüyor. Nasıl gülebilirim böyle başlayan bir günün ardından? Seminerden kimseye görünmeden çıkmak, ışınlanıp kendimi dışarı atmak istedim utançtan. Bi tatile ihtiyacım var şöyle bir kaç hafta uzaklaşmak istiyorum buralardan.

Labels: , , , , , , ,

Siradisi Partideki Siradisi Haller

19:21 / Posted by Gay Vixen / comments (6)


Sanki mezunlar gecesi gibiydi. Geçen sene de gelenler acaba şu an ne halde diye bakma çabası vardı her insanda? Partiye birlikte geldiğim arkadaşlarımla dağıldık ama bi yandan da sürekli iletişim halindeyiz. Böyle ara sıra herkes birbirine bakıyor her şey yolunda mı diye sanki.

Açıkçası sıkılmaya başlamıştım sonra partiyi düzenleyen arkadaş (ona B diyelim) Agatha kolyesiyle yanıma geldi ve bana birini gösterdi. Tam senin tipin dedi(sevgilimle ilişkimizi gizli tutuyoruz). Ufak bir şok geçirdim, benim tipimi nerden biliyor ki? Bana o gösterdiği çocuğun çok elit, seçici olduğunu söyledi. Çocuğa baktım, bir takım giyiyordu açıkçası başlarda garip buldum bunu sonradan yanına gidince D&G olduğunu anladım takımın. Her neyse ama şu aşamada hala ona uzaktan bakıyordum. Bilmiyorum dedim. Tanışmak istemedim önce. Ben çok girişkenimdir birinden hoşlanırsam. Asla utanmam öyle gidip tanışmaktan ama tanışınca bir muhabbet konusu bulamam pek ve çok farklı olduğumuzu fark ederim. Neyse 10 dakika kadar baktım yakışıklıya. Gülümsedim. Ama karşılık alamadım. Gerçekten sıkılmıştım o yüzden nolabilir en kötü dedim ve öpücük atıp üfledim (evet yaptım bunu). Tepki yok. Anladığıma göre 27-28 yaşlarındaydı, mühendisti ve gördüğüm kadarıyla oldukça kaslı ve yakışıklıydı…fazlasıyla.

Çok da uzatmak istemiyorum bu kısmı işte yalnız olduğu bir anda yanına gittim. Merhaba dedim ve bana doğrudan kaç yaşındasın sen dedi. On sekiz dedim. Tabii hatta 21 in some jurisdictions değil mi dedi. Gülmedim ve söylenmemiş saydım bu saçma espriyi. İnsanlara tahammül sınırı düşük biriyimdir. Ama bu gerçekten çok ilginç, hiç böyle terslenmemiştim. Sonra konuşmaya başladık. Bana ilişki istemiyorum ama tek gecelik de istemiyorum, arkadaşlığa dayalı bir şeyler istiyorum dedi ve bana biseksüel olup bir kız arkadaşının olduğunu söyledi. İçimden herhalde kaderim bu benim diye geçirdim. Aslında ona baktığımda sadece bu gece bir şey olmadan olacakmış gibi blöf yapıp flört ederek sonra bir daha yüzüne bakılmayacak bir insandan fazlasını gördüm. Onun gibi birini arkadaş olarak isteyebilirdim ve ona “sen hep arkadaş olarak yanımda isteyeceğim türden birisin sanırım” dedim. Bana verdiği cevap “peki, yutar mısın?” oldu. Haliyle normal bulmadım ve bir anda itti beni sanki bu tepki ama oyunu bozmamaya karar verdim. “Sadece çok hoşlanırsam” dedim kendimden iğnerek, o an. Flört edenlere üzüldüm açıkçası hep böyle şeylere mi maruz kalıyorlar?

Telefon numaranı alabilir miyim, dedi. Benden hoşlandın yani dedim. Hayır sadece telefon numaranı istedim dedi. Telefon kullanmıyorum dedim. Bana “Peki kaybol o zaman” dedi. Hiçbir şey söylemeden arkama bakmadan, bana onu öneren arkadaşıma gittim. Naptığını sanıyorsun’dan başlayarak hesap sormaya başladım. Sonradan öğrendim çocuk onun eski sevgilisiymiş. Yani B. beni kendisiyle mi özdeşleştiriyor? Ben asla agatha kolyeler takıp saç rengimi 2 ton açtırmayacağım 23 olduğumda ve sevgili açık renk saç B. bir de beni azarladı orada “sana birini ayarladım beğenmedin daha ne yapabilirim” şeklinde bir cevaptı. Gerçi tüm suç onda değil tabiî ki.

Daha sonra benimle tanışmak biri daha geldi, oh be yaşıtım birini buldum derken çocuk yüksek lisans yaptığını söylemesiyle şok oldum. Bana sen ne okuyorsun dedi. Ben de işte üniversite üçteyim ama lavaboya gitmem lazım görüşürüz diyerek uzaklaştım. Terasa çıktım ama doluydu ne yazıkki, terastaki çifte kumrulara görünmeden indim.

Aşağıda birini fark ettim üstsüzdü ve harika kaslı bir vücudun yanı sıra çok tatlı bir yüzü vardı. Altında siyah bir pantolon ve parlak armalı bir kemeri vardı. Sonradan öğrendim ki o escortmuş. B’nin eskort arkadaşı mı var dedim? Hem eskortmuş hem üniversite öğrencisi normal bir insanmış. Ne garip bir eskort, gayet zengin gibiydi.



Yanıma benimle aynı yaşlarda biri gelip almanca konuşmaya başladı (alman falan değildi bildiğin türktü). Ben sadece hey dedim ama o hayatını anlatmaya başladı. Sonra konuşmaya devam ederken biraz alkollü olduğunu anladuıım çünkü çok tutarsız şeyler söylüyordu. En son ben de simetri takıntısı var objeleri düzeltiyorum gibi bir şey dedi. Dinleyemedim pek ama 2 kişi olmuş hayatında falan. Ortamdan o kadar sıkıldım ki dinleyemiyorum resmen. Böyle bir yerde keyfim kaçınca geri gelmiyor kolayca. Normalde yapmam böyle şeyler ama bu sefer “almanca bilmiyorum ben ama şuradaki kısa saçlı siyahlı Avusturya’dan gelmiş onunla konuşabilirsin” dedim.
Okay, gut dedi ve gitti.

Sonra lavaboya gitmeye üşendiğimden telefonumla kendimi çektim bakmak için. Yanıma 20li yaşların başında biri gelip ben çekeyim mi dedi.Hayır teşekkür ederim dedim gülümseyerek. Tepki gelmedi ondan. Hayır dedim. Tepki yok. Neyse görüşürüz diyip uzaklaştım manyak mı ne. Alkolden algısı kapanmış heralde.
Bütün bu geceden çıkardığım ders: kendi biseksüeline sıkıca sarıl ve onu kaybetme. Dışarda daha iyisi yok. Bir kez daha hayatımdaki insanın doğru olduğunu anlamanın mutluluğuyla,bu mutluluk koca terslenmenin bile önüne geçti, arabaya bindim ve yolda hep bunu düşündüm.

Labels: , , , , , , , , , , , ,

Aslinda Hepimiz Yalniz Miyiz?

18:03 / Posted by Gay Vixen / comments (8)


Bugün yine eczacı arkadaşıma gittim moralim biraz bozuktu, onu anlattım. Biraz konuştuk falan. Sonra lavaboya gitmem gerekti ama telefonumu içeride unutmuştum. Geldiğimde bu resmi güzelmiş diye bi tepkiyle karşılaştım. Anlam veremedim önce sonra telefonumdan duvar kağıdıma baktığını anladım. Telefonumun karıştırılmasından nefret ettiğimi biliyorsun birbirimizin sınırlarına saygılı olmazsak nasıl arkadaş olabiliriz, dedim. Sonra konu jet hızıyla değişti ve başka taraflara geldi, ben de cinsel isteğimin son günlerde çok düştüğünü bunun passifloradan mı yoksa 4 yıllık monoton ilişkimden mi olduğunu bilmediğimi söyledim. Tabii ki passifloradandır dedi. Bunu beklemiyordum. Teşekkür ederim gerçekten çok kibardı bu dedim. Dememle birlikte ama yine de beni deneyebilirsin dedi gülerek (biri sınırlardan bahsetmiş miydi?). Bir anda surat ifadem değişti. Şaka yaptığını söyleyecek misin dedim. 5 saniye kadar bir sessizlik oldu. Tamam, şaka yapıyorum dedi ama kendimi çok yalnız hissettim. Ya yolun sonunda amacı sadece seksse? İnsanlara %100 güvenmek mümkün değil sanırım, tam tanıdığını sandığım insanlara aslında yabancı olduğumu fark ediyorum. Bu sadece ona olmuyor, başkalarına da. Arkadaşlarını bile mi tam tanıyamaz insan? Bu hayatta gerçekten hepimiz aslında yalnız mıyız?

Bir arkadaşım Amerika'ya üniversiteye gitti. Ama yılda bir iki kere gelir ve tanıdığı herkesi bir araya toplayan partiler verir. Bu yılkine bu akşam, birazdan, gidiyorum. Konsept gökyüzüymüş. Her yıl oldukça şey geçer...sıradışı.

Herkese Yabanciymisim Gibi

18:29 / Posted by Gay Vixen / comments (6)


Dün bir paket aldım ondan. 4 koca paket christmas kurabiyesi(pfeffernüsse) vardı içinde. En son 2 ay önce yurtdışına çıkmıştı. Türkiye’de bunları nerden bulduğu, çünkü en sevdiklerimdi, veya kime getirttiği umrumda değildi. Sadece mutlu oldum aslında daha mutlu olamazdım ve onu deli gibi özlediğimi farkettim daha fazla özleyemezdim.

İçimde yanıp tutuşan özlemle çağırıldığım akşam yemeğine gittim. 7 Kişilerdi benimle birlikte 8 oldular. 4 kız 3 erkeklerdi. Erkeklerden biriyle merhabadan öte muhabettim yoktu, diğeriyle vardı ama pek aynı dilden konuşmazdık. Bu muhabbetim olmayan arkadaş, kendisi gay, her yerde feminenlerden nefret ederim ıyy iğrenç adımızı kötülüyorlar diye dolanırdı. Ama nasıl nefret ederdi feminenlerden anlatamam. Masaya oturdum, sonra içeri biri girdi ben tanımıyordum masadakiler kalkıp kapıda hoş geldin merasimi şeklinde boynuna falan sarıldılar içimdeki moral bozukluğunun da etkisiyle pek sallamadım ben. Masada gay çiftle yalnız kalmıştım. Ve feminenlerden nefret eden arkadaşımın sevgilisi onun elini tutup, güya çaktırmadan, ona seni seviyorum kocacığım erkeğim benim dedi. O anki şokumu anlatamam. Sonra beni farkettiler, yani uzakta oturmama rağmen duyup duymama ihtimalimi. İkisi de bir an susup bana baktılar. “Ben bir şey duymadım” dedim zoraki gülümseyerek, şokla ve aynı zoraki gülümsemeyle karşılık verdiler.

Daha sonra lavaboya gittim. İki hafta önce çok üzgün bi anımda bana destek veren bi arkadaşımı gördüm birlikte bakıştık ve kendisi bana merhaba bile demedi. Hatta bir ara hafifçe gülümsedim merhaba demesine hazırlamıştım kendimi. Ama gülümsememe de karşılık vermedi. Sorun ne bilmiyorum? İnsanlar çok karışık. Lavaboya girdiğimde keşke filmlerdeki gibi bi pencere olsa da kaçabilsem burdan diye düşündüm.

Eczacimla Garip Romantizm

16:51 / Posted by Gay Vixen / comments (6)


Dün onu 7 kere aradım ve hep telefonu kapalıydı. Neden erkekler kendilerinde telefonlarını istediklerinde kapatma özgürlüğünü bulur? Meraktan öldüm, tek söylediği bugün tatil günümdü öğlen kalktım ve açmayı unuttum. Ama inanmadım. Çünkü biliyordum onunla birlikteydi ama bana telefonda söyleyemezdi. Bunu sesinden hissedebildim. Birlikte eğlendiniz mi diye sordum bir anda. İğneleyici konuşmalarımdan bıktığını söyledi. Endişe etmemem gerektiğini aralarında bir şey olmadığını söyledi ve birden HAYIR dedim. Endişe etmediğim tam dört yıl geçti hiçbir şey değişmiyordu. Hayır dedikten sonra yeter gerçekten yeter dedi ve onu sakinleştikten sonra aramamı söyledi. İşte bu. Ben haklı olsam da benim şikayet etme hakkım yok. Yine dört yılda öğrendiğim bir şey, o sadece kendini dinler. O her kızı kendine hayran bırakan bi dış görünüşe sahip, neden tek bir erkeğe sadık kalsın ki?

Mutsuzluktan ölürken eczacımı aradım. Eczacı arkadaşımı. O ve ben…garip bir romantizm bizimki. Aramızda hiçbir şey olamaz bal gibi biliyor bunu o da. Benim herşeyimi biliyor. Benimse tek bildiğim- onun adı. Yalnız yaşıyor. Sesimin iyi gelmediğini söyledi ve beni evine çağırıp hayır deme şansı vermedi. Saat dokuz ama ay kocaman bir dolunaydı.

Kapıyı üstsüz açtı, şaka gibi biliyorum ve çok rahatsız edici ama açıkçası biraz şaşırdım bu kadar kaslı mıydı o? Tişörtünü giymeyi unutmuşsun dedim, yeni kalktığını ve az önce duştan çıktığını söyledi. Yurtdışında masterdan 2 ay önce döndü ama hala jet lagden çıkamadı. Neyse geçtik, arada üzerine bir şey geçirdi sonunda. Olayları anlattım, dinledi. Anlattım, dinledi. Bitti. Bana içecek bir şeyler ister misin dedi. Evet mümkünse valium, bana bulur musun dedim. Kahkaha attı ve bulmayacağını zaten çok passiflora içtiğimi söyledi. En azından onun gibi steroid kullanmadığımı söyledim. Biraz bozulmuş gibiydi Amerikada haftada 5 gün gym yaptığını söyledi. Sonra şok bir şey oldu. Bana kolunu attı, aslında bu yapmadığı bir şey değildi. Yapılmayan şey benim bu durumda kafamı göğsüne yaslamamdı. O an o kadar ihtiyacım vardı ki böyle bir şeye. O başımı yasladığım yeri öpmek istedim birden ve bunu yapmak için kafamı kaldırdım. Bir an herşey yanlış göründü ve bana noldu diye sordu. Cevaplamadan kafamı geri koydum, ona sımsıkı sarılmak istedim ama yapamazdım. Erkek arkadaşım başkasıyla olduğu için ağlarken ben burada aynısını yapmam komik olurdu zaten. O bana bunu layık görebilir ama ben ona bunu asla layık göremem.

Yataktan Kalktim ve o Artik Yanimda Değildi

21:10 / Posted by Gay Vixen / comments (5)


Yataktan kalktım. Yine o tanıdık duygu. Yalnızlık. Aslında beni bırakıp gitmeyi onun da istediğini sanmıyorum. Ama başka bi şehirde üniversitede. Onun yanımda olmadığına inanmak istemedim. Yataktan kalktım, bir iki adım attım geri yattım. Yastığa sarıldım ve gözlerimi kapadım. Yeterince inanırsam yastığa değil ona sarıldığıma, belki o geri gelir diye düşündüm. Tabii ki gelir, ama masallarda.
Dün gece beni dışarı çıkardı, şarap içtik 11 gibi kalktık. Arabadaydık şimdi. Ben dans etmek istiyorum demez mi? Ben istemiyorum zaten uykum da var seni bırakıp uyumak çok koyucak ama beni eve bırakır mısın o zaman dedim. Bırakmayı reddetti. Nereye gidiyoruz dedim görürsün dedi. Radyoyu kapattım onunla ilk tanıştığımızda birlikte izlediğimiz bir müzikalden bir parça söyledim (hayır gaylerin %90’ı gibi sesimin güzel olduğunu iddia etmiyorum ki onların da güzel değil, maşallah herkes kontrtenör veya soprano, herkes sesini inceltebilir ama herkesinki güzel çıkmaz). Bana sesin güzel dedi (ama değil) ilerde diye devam edecekti durdurdum hayır müzik kariyeri istemiyorum dedim. Ne istediğimi sordu. Ne istediğimi biliyor muydum ki? Hiçbir şey istemiyordum ailem mutlu olsun diye onların istediği bir bölüm okuyacaktım. Tekrar ilk tanıştığımız ülkeye dönüp Wendy’s’de garson olmak istiyorum dedim. İğrenir gibi baktı bana eskiden orayı o da severdi. Artık sevmediğini söyledi.
Bana ne kadar az ders çalıştığımı söylemesi gereken son insan. Evet onunla yurtdışında tanışmıştık yıllar önce ama onun vatandaşlığı vardı benim yoktu ve hoop YÖS’e girerek sıfır çalışmayla şahane bi üniversiteye kapak attı. Hayatı boyunca 1 saat aralıksız ders çalışmış mıdır acaba?
Bir daha ne zaman gelir acaba? Bir ay sonra? İki ay sonra? Acaba benimle görüşmediği sırada kız arkadaşıyla napar? Onunla cinsel ihtiyaçlarının karşıladığını asıl sevdiğinin ben olduğumu söylüyor ve istersem hemen ayrılabileceğini söyledi. Ayrıl diyemedim. Belki de sinirlenip ondan değil benden ayrılacağından korktum. Keşke insanların beyinleri mağaza vitrini gibi olsa baktığımda Elif’i cinsellik için mi kullanıyor yoksa ondan hoşlanıyor mudur görebilsem. Acaba hoşlanıyor mudur? Hoşlanmadan cinselliğin tadı çıkmaz ki. Yoksa çıkar mı?