Peri masallarına olan inancımı uzun süre önce kaybettim.
Uzerimde sacma bir doymuşluk var. Bir kac gun önce eskiden yaşadığım ülkeden döndüm. Oradayken hiç ama hiç kimseyi özlemedim. Ne sevgilimi, ne ailemi, ne de buradaki arkadaşlarımı. Oradaki arkadaşlarım bana herşeyi unutturdu, ailem olmadığı için karışanım da yoktu. Ne zaman ki Ankara'ya geri döndüm. Bu gri şehrin laneti tekrar beni ele geçirdi ve ikinci günden ağlamaya başladım. Ailemin saçma sapan herşeyime karışamsından tutun da sevgilimin kibirli tavırlarına kadar (kendisi spikerlik teklifi almış çok ünlü bir kanaldan, en ünlü 3den biri, ama tatilini bölemeyeceği için reddetmiş. Sırada ne var? Süperstar mı olucak?).
Herşeye sahip olduğumu sanardım. Hala da öyle düşünüyorum ama neden bu kadar mutsuzum o zaman? Bi şeyler peri masallarındaki gibi değildir. Herşeye sahip olabilirsin, muhteşem bir sevgilin olabili ama seni aldatır, çok paran olabilir ama ailen iyi insanlar değildir, çok arkadaşın olabilir ama hepsi sahtedir.
Her geçen gün daha da tükendiğimi ve beni ayakta tutan herşeyin temelden sallandığı hissediyorum.
Çok büyük bir boşlukta hissediyorum. Insan ne için yaşar? Para mi? Aşk mi? Yoksa sadece hayatta kalma içgüdüsü mü? Peki ya artık hiçbiri bana çekici gelmiyorsa. Yaşamak için bir sebep göremezken nasıl her sabah kendimi yataktan çıkarmamı bekleyebilir insanlar?
Subscribe to:
Posts (Atom)