Geçen akşam gözlerimi açtığımda yataktaydım, hastanede. Bembeyaz duvara bakıyordum. Kollarımda serumlar vardı. Sonra psikiyatrın odasına götürüldüm tekrar. Oturduk önce birkaç dakika sessizce. Sonra bana "bazı şeyleri kabullenmek istemeyiz" zırvalığı yaptı. Sonunda kendi uydurdukları zırvalara beni de inandırdılar. Beni hiç mi hiç anlamadılar. Aynı kişi değil, diyordu. Aynı kişi değil. Güya benim 5 yıl önce tanıştığım erkek arkadaşımla, şu an türkiyede görüştüğüm kişi farklı insanlarmış ve erkek arkadaşım ölmüş. Lanet olsun. Sonunda ben de buna inandım. Hepsinin canı cehenneme. Hayatta tek sahip olduğum şey onun aşkıydı şimdi onu da aldılar benden. Hem de en acı şekilde, onun mezarının resimlerini getirdiler bana. Ailesiyle konuşturdular. Herkes deliymişim gibi davrandı bana. Ama o gitmedi, beni hiç terketmedi. Aşk büyük bir tutkudur ve tutku doğaüstü şeylere yol açabilir. İnsanlar içindeki tüm mucizeleri öldürmüşse bu beni mi deli yapar?
Telefon rehberimi açtırdılar ve şuanki sevgilimin olduğu numara yerinde boşluk olduğunu gösterdiler. Sonunda sevgilim hastaneye geldi ve bana sarılmadı bile. Öylece baktı sadece. Göz kapakları hiç kıpırdamadan bana bakıyordu. Gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Birkaç saniye sonra hıçkırmaya başladım. Söyle onlara lütfen dedim. Cevap vermedi, bana acıyor gibiydi.
Evimdeyim, odamdayım. Bir sürü ilaç kullanıyorum. Herkes ailemi arayıp vah vah çok üzüldüm konuşması yapıyor. Bence kendi aşksız geçen hayatlarına, ilk haftadan sonra heyecanı biten evliliklerine üzülsünler.
Facebookta erkek arkadaşımla konuştum. Neden bir şey söylemedin dedim. Sana anlatmaya çalıştım, her seferinde bir şey buldun dedi. Yıllarca biriken şeyler bir haftada mı ortaya çıkmak zorundaydı sanki? Hepsi lanet bir haftada mı olup bitmek zorundaydı. Yaşadığımız herşey için teşekkür ederim ama ben biseksüelim, yazdı. Gerisini biliyorsun, diye devam etti. Konuşmayı bıraktık. Biliyordum, kızı daha çok sevdiği için beni postalıyordu. Ya da ben deli olduğum için. Ya da beni hiç sevmemişti. Sadece bir kere yatmıştık, veya 2. Acım o kadar büyüktü ki. Aklım bana bi oyun oynamıştı sanki. Ya da bir mucize olmuştu ve beni gökyüzünden izleyen erkek arkadaşım bunu ben üzülmeyeyim diye yapmıştı bana, herşeyi o ayarlamıştı. Boşluğunu ben farketmeden başkasıyla doldurmuştu. Şimdi yanımda kimse olmadan kimse beni desteklemeden nasıl düzelebilirdim ki?
Gökyüzünde bir bahçem olmasını dilerdim. Onunla buluşabileceğim. Artık burada kalamayacak kadar tükendim. Kimsenin bana ondan fazla ihtiyacı yok. Seni zaten iki yıl beklettim geliyorum artık yanına diye düşündüm. Yoksa çok mu geç kalmıştım?
ve birkaç saniye sonra benimle facebooktan konuşan erkek arkadaşım bana şöyle diyordu: asla çok geç değildir.
Subscribe to:
Posts (Atom)